8 Ekim 2012 Pazartesi

Sema Çağlar / Röportaj

 


İç giyim markası Triumph’un genç tasarımcıların hayallerini gerçekleştirmek için düzenlediği ‘Triumph Inspiration Award 2012’nin Türkiye finalinin birincisi ‘Naif ve Çekici’ isimli koleksiyonuyla Sema Çağlar oldu. Ekim ayında Şangay’daki büyük finalde yarışmaya hazırlanan Çağlar’ın heyecanına ortak olduk.

 

‘Triumph Inspiration Award 2012’de finale kaldın. Yarışmaya geleceğiz, ama öncesinde seni tanıyalım.

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Moda Tasarımı okuyorum. Son sınıf öğrencisiyim. Okulumu bitirmek için sadece diploma projem kaldı. Yarışmanın öncesinde, çok iyi bir eğitim aldığımı düşünüyorum. Okulda, Türkiye çapında birçok iyi projeye katıldım. Bunlarda sevgili Kemal Can hocamın desteği büyük. Onun haricinde de yarışmalara katıldım. İlk birinciliğim bu oldu; ama yine de daha öncesinde defile havası soludum. Katıldığım bir ayakkabı defilesinde ilk 10’a girdim ve tasarladığım ayakkabılar üretildi. Daha sonrasında Triumph’un yarışmasına katıldım ve çok güzel bir deneyim oldu benim için.

 

Seni birinciliğe taşıyan ‘Naif ve Çekici’ isimli koleksiyonun oldu. Koleksiyonu tasarlarken nelerden ilham aldın?

Triumph’un verdiği bir konu vardı: ‘Ejderhalar ve Kelebekler’. Bu zıtlık çok heyecan vericiydi. Zıtlık durumunu şöyle eşleştirdim kafamda: Kelebekleri kadınlara benzettim ve kadınların naifliğini göstermeye çalıştım. Bu renkli kadının üzerinde sadece siyah kullanarak ejderhayı anlatmaya çalıştım. Malzemelerle ve dokularla bunu geliştirdim. Böyle  bir işle sunuma girdim ve birinci çıktım.

 

Yarışmaya katılan diğer tasarımcıların koleksiyonlarını nasıl buldun?

Yarışmaya katılan yarışmacıların çoğu Mimar Sinan’dan sınıf arkadaşlarım. Hepsini çok başarılı buluyorum. Çok iyi işler çıkardılar. Herkes tasarımını birebir gerçekleştirebilmiş.

 

Birincilik bekliyor muydun?

Hayır, gerçekten beklemiyordum. Çünkü en yumuşak, en naif iş benim işimdi. Ben, anlatmak istediğim şeyi dokularla ve malzemelerle anlattım. Diğer arkadaşların çok daha detaylandırılmış işleri vardı. Ama sanırım birinci olmamın nedeni daha az malzeme kullanarak, daha giyilebilir ve naif bir koleksiyon çıkarmamla alakalı. Ayakkabılarım etkili oldu tabii.

 

İç giyim tasarımı konusunda uzmanlaşmayı düşünüyor musun?

Aslında giysi tasarımı yapıyorum ve giysi tasarımcısıyım. Ama ne yapabileceğimi görmek istedim bu yarışmayla. Öncesinde kendime özgü iç çamaşırları tasarlıyordum ama hiç hayata geçmiş bir tasarımım olmamıştı. Her şeyi denedim, ayakkabı, aksesuar... Bir de iç çamaşırını denemek istedim. İnsanların tasarımlarımı ve beni nasıl göreceğini merak ettim. Aslında kendimi deniyorum da denebilir. Bir de Triumph’un yarışmasının uluslararası oluşu beni cezbetti.

 

Geleceğe dair projelerin neler?

İlk önce okulumu bitirmem lazım. Gelecekte aksesuara yönelik bir şeyler yapmak istiyorum sanırım. Aksesuar, ayakkabı beni çok cezbediyor. Erkek koleksiyonu yapmak gibi bir isteğim de var. Eğer bunu gerçekleştirebilirsem, Hatice Gökçe birlikte çalışmayı çok istediğim bir tasarımcı. Triumph yarışmasının sonucunu da heyecanla bekliyorum. Şangay’daki finalde başarılı olursam, gerçekten içinde yer almak istediğim bir sektör diyebilirim  iç çamaşırı sektörü için.

 

Peki yanında çalışmak istediğin, seni çok heyecanlandıran başka tasarımcılar var mı?

Alexander McQueen ile çalışmayı çok isterdim, bu  artık mümkün olmasa da onun markası beni hâlâ çok heyecanlandıyor. Tasarımlara baktığım zaman sanki gözlerimi kapatıp başka bir dünyada geziyormuş gibi hissediyorum, harikalar diyarı gibi. Öyle güzel detaylar ve konular sunuyorlar ki, tüm tasarımcılardan ve modaevlerinden farklı geliyor. Eğer onlarla çalışma fırsatım olsaydı, kendimi adardım oraya.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder